Tetsİad eskİ Genel SekreteRİ HAŞİM BÜYÜKBALCI PANDEMİNİN TEKSTİL SEKTÖRÜNE ETKİLERİNİ DEĞERLENDİRİYOR

Pandemi ve Tekstil

Haşim Büyükbalcı
TETSİAD Eski Genel Sekreteri
Öncelikle Türk tekstilinin Avrupa ve dünyada ki konumuna ilişkin bilgi vermek isterim. Avrupa'nın iplik' ten başlayarak, tekstil ( kumaş-kot, hazır giyim), ev tekstili sektörlerinde en büyük üretim kapasitesine sahip ülke Türkiye. Ülkemizin; dünya Ev Tekstili ve kot kumaş ihracatında dördüncülük konumda olduğunu, gelecek yıllarda ev tekstilinde daha da üst sıralara tırmanabileceğini, sektörün içinden biri olarak mutlulukla söyleyebilirim.
Rakamlarla fazla boğulmamak düşüncesiyle, sadece ülkemizin, dünya Tekstil ve Hazır Giyim ihracatında,2018 yılında 27 milyar 877 milyon, 2019' da 27 milyar 903 milyon dış satım gerçekleştirerek, dünya yedincisi olduğunu belirtmekle yetineyim.

Kısa sektörel giriş sonrası, yazı başlığımda ilk kelime olarak yer alan pandeminin özelde tekstil ve genelde dünya ticaretine etkilerini konuşmak istiyorum. İnsanoğlu, kontrol edemediği bu tip sorunlarla, daha önce birçok kez karşılaştı. Covid 19 gündeme geldiğinde, sanırım benzerlik nedeniyle sıklıkla İspanyol gribini konuştuk. 1918-20 arasında, yine Çin'den başlayarak Avrupa'ya yayılan salgın yaklaşık 50 milyon insanın ölümüne neden oldu. Oysa 14. Yüzyılda dünyayı kasıp kavuran veba salgını 2 milyon insanı canından etmişti.

Yıllar ilerledikçe ve ekonominin değerler sıralamasında önemi arttıkça, insanın yaşam kaygısı, 'ne yazık ki' ülkelerin yaşamsal kaygılarının, ekonomik hesapların gerisinde kaldı. Her ne kadar benim gibi, olaylara Hümanist gözlükle bakan insanlara ters gelse de, belki de olması gereken bu. Rasyonalist bakışla, yaşamın sürdürülebilir kılınması için, öncelikle gelecek doğru kurgulanmalı. Bu nedenle 2020 yılı başlarına tanışmış olduğumuz bulaşın neleri, nasıl değiştirdiğine kısaca bakalım.

Küresel boyutta ilk etkilenme, büyüme beklentilerinin yenilenmesini gerektirdi. Dünya ekonomisi küçüldü, üretim azaldı, pek çok ülkede varlığını sürdüren zincir mağazalar, yüz yüze satışlarında ciro kaybı yaşadı. Bireyler, gelirlerinin büyük bölümünü sağlık giderlerine ayırmak zorunda kaldılar. Pandeminin yarattığı korku, gelecek kaygısına dönüşünce, akıllara tasarruf yapmak geldi. Tüketim miktarları azaldı, tercihler değişti. Dolap bekleyen eşyalar kullanıma alındı.
Pandeminin üretime etkilerinde ilk göze çarpan nokta, 2020 yılının ikinci çeyreğinden başlayarak Çin Halk Cumhuriyetinde yaşanan üretim ve ihracat kaybı. Tekstin dev markaları, dünyanın en büyük tedarik ve hammadde kaynağı olan ülkenin, salgını başlatan ülke olması nedeniyle, siparişlerini başka coğrafyalara yönelttiler. Türkiye'de bu anlamda az da olsa pozitif etkilendi. Ancak, ihracatımızın %50'sini gerçekleştirdiğimiz, başta Almanya, İtalya, İngiltere ve AB ülkelerinde virüs nedeniyle yaşanan ekonomik kayıplar, bu etkiyi hissedilir boyuta taşıyamadı.

Peki; bundan sonrası için neler bekliyorum. Biliyorsunuz, birçok sektör için fuarlar, alıcı ile satıcıya karşı karşıya getiren platformlardır. Sanırım ilk olarak bu alanda değişim yaşanacak ve dijital fuar kavramı iş hayatının kaçınılmaz gerçeği olacak. Tekstil sektörünün üretim anlayışında yenilenme bekliyorum. Günceli (modayı) biraz öteleyerek, sağlıklı üretim ya da sağlık için üretime dönüleceğini düşünüyorum. Medikal tekstil alanında etkiler daha şimdiden hissedilmeye başlandı bile. Teknik tekstilin değeri artacak, üreticiler Ar-Ge ve inovatif ürünlere ciddi bütçeler ayırmak zorunda kalacaklar. Örneğin antiviral havlu, ateş ölçen tişört ve daha pek çok ürün yaşamın vazgeçilmez parçaları olacak. "Kaliteli üretim" mottosunun yanına "sağlıklı – hijyenik üretim" mottosu eklenecek. Üreticiler, öngörülemeyen gelişmeleri dikkate alarak, esnek üretim modelleri geliştirecekler.

Ve köklü değişimin dijital pazarlama alanında olacağını öngörüyorum. Birçok alanda gelişmiş olan bu yöntem, giderek tekstil ve hazır giyim alanında da genişlemeye başlıyor. Ticaret Bakanlığı Elektronik Ticaret Bilgi Sistemi (ETBİS) verilerine göre, 2020 yılı ilk 6 ayında E-ticaret hacmi 55,9 milyar TL'den 91,7 milyar TL'ye çıkarken 2019 yılı ilk 6 ayına göre %64'lük ciddi bir artış gerçekleştirdi. E – ticaret günden güne büyüyen, şirketlerin hızla uyum sağlamaları gereken bir alan olarak karşımızda duruyor. Şimdilerde gördüğümüz uygulamalar giderek çoğalacak, Amazon ve Ali Baba gibi dev uygulamaların yanına daha pek çoğu eklenecek. Ülkemizin de bu alanda yeni firmalar doğurması sürpriz olmayacaktır.

Gelecek Etkinliklerimizden Haberdar Olmak İçin
Bizimle kurumsal E-Posta adresinizi paylaşırsanız sizi Expo365 etkinlikleri hakkında düzenli olarak bilgilendireceğiz