Rakamlarla fazla boğulmamak düşüncesiyle, sadece ülkemizin, dünya Tekstil ve Hazır Giyim ihracatında,2018 yılında 27 milyar 877 milyon, 2019' da 27 milyar 903 milyon dış satım gerçekleştirerek, dünya yedincisi olduğunu belirtmekle yetineyim.
Kısa sektörel giriş sonrası, yazı başlığımda ilk kelime olarak yer alan pandeminin özelde tekstil ve genelde dünya ticaretine etkilerini konuşmak istiyorum. İnsanoğlu, kontrol edemediği bu tip sorunlarla, daha önce birçok kez karşılaştı. Covid 19 gündeme geldiğinde, sanırım benzerlik nedeniyle sıklıkla İspanyol gribini konuştuk. 1918-20 arasında, yine Çin'den başlayarak Avrupa'ya yayılan salgın yaklaşık 50 milyon insanın ölümüne neden oldu. Oysa 14. Yüzyılda dünyayı kasıp kavuran veba salgını 2 milyon insanı canından etmişti.
Yıllar ilerledikçe ve ekonominin değerler sıralamasında önemi arttıkça, insanın yaşam kaygısı, 'ne yazık ki' ülkelerin yaşamsal kaygılarının, ekonomik hesapların gerisinde kaldı. Her ne kadar benim gibi, olaylara Hümanist gözlükle bakan insanlara ters gelse de, belki de olması gereken bu. Rasyonalist bakışla, yaşamın sürdürülebilir kılınması için, öncelikle gelecek doğru kurgulanmalı. Bu nedenle 2020 yılı başlarına tanışmış olduğumuz bulaşın neleri, nasıl değiştirdiğine kısaca bakalım.
Küresel boyutta ilk etkilenme, büyüme beklentilerinin yenilenmesini gerektirdi. Dünya ekonomisi küçüldü, üretim azaldı, pek çok ülkede varlığını sürdüren zincir mağazalar, yüz yüze satışlarında ciro kaybı yaşadı. Bireyler, gelirlerinin büyük bölümünü sağlık giderlerine ayırmak zorunda kaldılar. Pandeminin yarattığı korku, gelecek kaygısına dönüşünce, akıllara tasarruf yapmak geldi. Tüketim miktarları azaldı, tercihler değişti. Dolap bekleyen eşyalar kullanıma alındı.